Kulak akupunkturun etki mekanizması ve kullanıldığı rahatsızlıklar
Kulak akupunkturun etki mekanizması ve kullanıldığı rahatsızlıklar Konu hakkında detaylı ve güncel bilgiler için bu makaleyi okuyun
Akupunktur tedavisi semptoma değil nedene yönelik olmalıdır, tedavi süresince hastanın takip edilmesi bir zorunluluktur.
Endikasyonları :
Kulak akupunkturun bilinen en iyi etkilerinin başında ağrının giderilmesi yatar. Ağrının nedeni önemli değildir. Gerek travmaya bağlı , gerekse operasyon sonrası ortaya çıkan ve giderilmeyen ağrı olsun, enfeksiyon veya dejeneratif değişikliklerin neden olduğu ağrı olsun, akupunktur ortaya çıkan ağrıyı giderecek durumdadır. Ancak çok ilerlemiş bir artrozda ağrıyı gidermesine karşın, artrozu geriye çevirecek bir özelliğe sahip değildir.
Analjezik etki: En çok bilinen ve kullanılan etkilerden biridir. Baş ağrıları, bel ağrıları, romatizmal ağrılar ve diğer benzer ağrılarda bazı spesifik noktalar kullanılarak ağrı kesici etki sağlanır. Ağrı giderme konusunda en popüler nörolojik açıklama 1965 yılında R. Melzack ve P. D. Wall tarafından öne sürülen Gate Kontrol Teori ile izah edilmiştir. Bu teoriye göre ağrının hissedilmesi, merkezi sinir sistemi içindeki fonksiyonel kapı ve kapılar tarafından modüle edilmektedir. Normal şartlar altında bu kapı ardına kadar açık olup ağrı impulsları kolaylıkla hissedilir, fakat akupunktur tedavisi uygulandığında iğne yapılan bölgeden ikinci bir impuls akımı oluşur, ağrılı impulslarla ağrısız impulsların oluşturduğu kapı önündeki duyu karışıklığı bu kapının kapanmasına neden olur ve ağrının duyulmasını engeller. Bir diğer teori ise Endorfin Sekresyon Teorisi dir. (B. Pommeranz,1976). Endorfin vücudun kendi ürettiği, morfinden çok daha etkili bir ağrı kesicidir. Endorfinler sadece akupunktur analjeziyi değil, aynı zamanda kronik ağrı sendromu mekanizmalarını ve diğer düzensizlikleri gidermede önemlidir. Terrinius Upsala; kronik ağrısı olan hastalarda, endorfin seviyesinin çok düşük olduğunu göstermiştir.
Sedasyon etkisi: Bazı hastalar tedavi sırasında uykuya dalarlar ve yenilenmiş, canlanmış olarak uyanırlar. Bu hastaların akupunktur tedavisi esnasında alınan EEG' lerinde delta ve theta dalga aktivitelerinde azalma tespit edilir. Tedavinin bu etkisinden uykusuzluk, anksiete, ilaç bağımlılıkları, epilepsi ve bazı ruhsal problemlerin tedavisinde yararlanılır.
Homeostazis – Düzenleyici etki: Bunun anlamı vücudun uygun bir dengeye getirilmesidir. Normal olarak homeostazis otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik dengelerinin kurulmasını amaçlar. Buna endokrin sistem de dahildir. Bu mekanizmalar birçok hastalıkta ciddi olarak bozulur ve gerekli onarım için akupunktur çok yardımcıdır.
İmmuniteyi yükseltme etkisi: Vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır,bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Burada beyaz korpusküllerin çoğaldığı, vücudun direnç gücünü oluşturan gamaglobülinler, antikor ve diğer substansların yükseldiği görülür. Birçok vakada antikor titrasyonunun iki-dört kat arttığı gözlenmiştir. Bu retiküloendoteliyal sistemin aktivasyonu ile ilgilidir.
Psikolojik etki: Bu etki otosuggestionla veya hipnozla karıştırılmamalıdır. Akupunkturun psikolojik etkisi önce oluşmamakta, akupunktur tedavisini takiben ortaya çıkmaktadır. Hipnoz genel populasyonda sadece % 10-15 etkili olduğu halde akupunktur bütün insanlarda ve hayvanlarda çeşitli derecelerde etkili olmaktadır. Bu etki orta beynin retiküler formasyonu ve beynin diğer önemli yerlerinden sağlanır. Ölçülebilir etkiler beyin dokusunun metabolik kimyasallarının tetkikleri ile saptanmış durumdadır. Ör. Beyinde, dopamin ve seratonin seviyesi akupunktur uygulamasından sonra artmaktadır.
Motor Tamir etkisi: Oluşmuş paraliziler de motor iyileşme akupunktur ile hızlanmaktadır. Önceleri başka tedavi metotları denenmiş hastaların akupunkturla tedavisiyle motor paraliziler de etkin sonuçlar alınmaktadır. (Motor Gate Teori, A.Jayasuriya)
Ana endikasyonları arasında organizmada reversibl olabilecek hasar ve hastalıkların giderilmesidir. Bu organın fonksiyonel bir bozukluğu veya organın disfonksiyonu olabilir vb. Onun için tamamen hasar görmemiş olan organlardaki disfonksiyonları ve fonksiyon bozukluklarını akupunktur ile tedavi etmek ve normal fonksiyonlarını yapar hale getirmek mümkündür.. Bunlar arasında karaciğer, safra kesesi, pankreas, böbrek, Mide, ince ve kalın bağırsak, tiroid bezi, timus , surrenal vd.sayabiliriz.
Ayrıca allerjik hastalıklarda önemli bir etkisi söz konusudur. En yaygın olarak kullanılan ve başarı oranı yüksek olan alerjik hastalıklar arasında nezle, neurodermitis, allerjik astımı sayabiliriz.
Psişik bozukluklarda akupunktur ile tedavi etme şansına sahibiz. Derin bir sedasyon ve sakinleştirici etkisi olduğu yukarda açıklanmıştır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylanan akupunkturla tedavi edilen hastalıklardan bazılarını aşağıda belirtilmiştir. Bu listeden de görüldüğü gibi akupunkturun çok geniş bir hastalık grubunun tedavisinde etkili olabileceği ortadır.
Migren ve gerilim tipi baş ağrıları,
Trigeminal nevralji,
Fasial paralizi (yüz felci, erken teşhis, 3-6 ay içinde),
Periferal neuropati,
Parezi ve inme,
Poliomyelitis sekeli (erken teşhis,3-6 ay içinde),
Neurojenik mesane disfonksiyonu,
Menier sendromu, Vertigo ve Baş dönmesi
Nokturnal enürezis (gece işemeleri),
İnterkostal nevralji,
Servikobrakial sendrom,
Omuz artrozları,
Tennis elbow / Tenisçi dirseği ,
Osteoartrit,
Siyatalji,
Kardio-özefagial spazm,
Hıçkırık,
Akut ve kronik gastrit,
Gastrik hiperasidite,
Peptik ülser,
Akut ve kronik kolit,
Konstipasyon,
Diare ,
Akut ve kronik farengit, Akut ve kronik rinit, Akut sinuzit,
Akut bronşit, Bronşial asthma,
Gingivit, Diş ağrısı,
PMS (Menstrüel rahatsızlıklar),
Spor yaralanmaları,
Cilt hastalıkları,
Depresyon ,
Fonksiyonel frijidite (cinsel soğukluk),
Fonksiyonel empotans (iktidarsızlık),
Stres,
Hormonal bozukluklar,
Diabet,
Guatr,
İnfertilite (kısırlık),
Cushing sendromu,
Bağımlılık Tedavisi:
1. Sigara bağımlılığı,
2. Alkol bağımlılığı,
3. Morfin bağımlılığı,
4. Yiyecek bağımlılığı ( OBEZİTE=ŞİŞMANLIK ),
Kontrendikasyonlar:
Tanısı tam konulmamış akut ağrılı hastalarda akupunktur uygulanmamalıdır. Nasıl ki mide, duodenum ve ya appendis perforasyonu şüphesi olan bir hastaya morfin ve ya dolantin uygulanması yalnız teşhis kesinleştikten sonra ve operasyona hazırlık için uygulanıyorsa akupunkturda da durum aynıdır. Teşhisi kesin olmayan akut ağrılarda akupunktur uygulanmamalıdır. Çünkü ağrı alarm veren bir sinyaldir. Ağrının nedeni ve etyolojisi bilinmeksizin baskı altına alınması doğru değildir.
Bu durum semptoma yönelik yakınmalar içinde geçerlidir. Nedeni bilinmeyen bir ağrı kesinlikle bastırılmamalıdır. Bazen çok hafife aldığımız bir ağrının altında maliğn bir olay ve onun metastazlarının yatabileceğini unutmamak gerekir. Çünkü tanısı bilinmeyen bir kanser hastasında yakınmalarının bastırılması, tanıyı geciktirecektir. Bu hekimlik ile bağdaşmayacağı gibi deontoloji ahlakına da ters düşecektir.
Onun için tekrar tekrar hatırlatmaktan ve şu gerçekliğin altını çizmeden edemiyeceğim. Sağlıklı bir teşhis olmadan akupunktur tedavisine kesinlikle başlamayınız.
Nörolojik hastalıklarda özellikle enfeksiyöz , dejeneratif hastalıkların neden olduğu medulla spinalis ve beyinde miyalin yıkımı ve bunun sonucunda meydana gelen beyin ve periferik sinirlerin felci ve nöropatileri. Buna örnek olarak Amyotrofik Lateral Skleroz, Multiple skleroz, polimyelitis sayılabilir.
Psikiyatrik hastalıklarda örneğin şizofreni ve endojen depresyonlarda. Ancak depresyon ve depresyona meyilli olan hastalarda akupunktur ile hastanın yakınmalarını kontrol altına almak mümkündür.
Kanserde; Ancak kanseri tedavi etmekten ziyade kanser teşhisi kesinleşmiş olan hastanın yakınmalarını kontrol altına alabilmek için akupunktur uygulanır.
Dr. Hüseyin Nazlikul un Akupunktur – Tamamlayıcı Tıp Kitabından alınmıştır.