Su hayattır.
Su hayattır. Konu hakkında detaylı ve güncel bilgiler için bu makaleyi okuyun
Birincisi, bedende su kaybının artmasıyla susama duygusu gelişir ve su içilir.
İkincisi, öğrenilmiş su içme isteğidir.
Birey her zaman susama duygusunun bedenden su kaybına paralel olarak gelişmeyebildiğini ve bu durumda sağlığının olumsuz etkileneceği konusunda bilinçli olduğunda su içme isteği oluşur. İnsan zevk almak, dostlarıyla iyi vakit geçirmek için daha çok su dışındaki içeceklerden içer. Gelen ziyaretçiye çay, kahve ya da gazlı içecekler ikram etmek gelenekselleşmiştir.
Yemekle Birlikte Su İçmenin Tokluğa Etkisi
Araştırma, verilerine göre yemek sırasında 400 mililitre hacmindeki sıvı alımı tokluğunun gelişimini hızlandırmaktadır. Midenin doygunluğunun artmasıyla birey yemek yemeyi daha kısa sürede durdurmakta ve daha az besin tüketmektedir. Bu durum yemek yemeyi sınırlamayan ve zayıflamak isteyen insanlar için önem taşır. Su içeriği düşük besinlerin yenmesi susama isteğini uyarır. Yenenlerin ağızda çiğnenmesi ve yutulması sulu ortamda daha kolaydır. Yavaş yenilmesi, yenilenlerin iyi çiğnenmesi midenin işini kolaylaştırır. Bu nedenle yemek öncesi 1-2 bardak su içilmesi önerilmektedir. Arada su içerek yavaş yemek yemek de besin alımını azaltır.
Yemek sırasında şeker içeren meşrubatın içilmesi enerji alımını ve şişmanlama riskini artırır. Şekerli içecekler geçici tokluk oluşturduğundan kişinin protein, vitamin ve mineralleri yeterli düzeyde almasını engeller. En iyi içecek protein, vitamin ve minarelerden zengin süt, ayran ve kefirdir. Bunların yanında yeterli su içilmesi en iyi davranıştır.
Öğün Arasında Su İçmenin Tokluğa Etkisi
Su, şişmanlatma etkisi olamayan tokluk oluşumuna, dolayısıyla aşırı yemenin önlenmesine katkı sağlayan bir içecektir. İnsan acıktığı zaman biraz su içtiğinde yeme isteği bir süre ortadan kalkar. Bu süre yarım ile bir saati bulabilir. Bu nedenle aralarda kalori değeri olan yiyecek atıştırma yerine biraz su içmek uygun beden ağırlığının korunmasına yardımcı olur.
Bazı kişiler su içsem şişmanlıyorum' demektedirler. Su organik öğe içermediğinden enerjiye dönüşmez. Şişmanlık, enerji değeri olan besinlerin çok alınmasına karşın, oluşan enerjinin beden hareketiyle harcanmayarak yağa dönüşüp depolanması sonucu oluşur. Su, kalsiyum, magnezyum gibi sağlığın korunması için gerekli minerallere olan gereksinmenin karşılanmasına da katkı sağlar.
Limon suyu ve bazı bitki çaylarının bedendeki fazla yağı erittiği görüşü doğru değildir. Yağın üzerine dökülen limon suyu nasıl yağı eritmiyorsa, bedende depolanan yağı da eritmez. Bedenle depolanan fazla yağ negatif enerjiyle ile azaltılır. (yemek miktarını azaltıp beden hareketini artırarak.)
Beden hareketleri arttıkça oluşan fazla ısının ve metabolik atıkların uzaklaştırılması için daha çok su içilmelidir. Ayrıca su alımını artırmak bağırsakta oluşan atıkların da dışarı atılmasına yardımcı olur.