Akran zorbalığı
Akran zorbalığı Konu hakkında detaylı ve güncel bilgiler için bu makaleyi okuyun


Akran Zorbalığı ya da İngilizce karşılığı ile “Bullying” son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde olan okul çocukları arasında yayılmaya başlamıştır. Genel anlamda başkalarını etkilemek, kendi varlığını diğerleri üzerinde üstün kılmak amacıyla sözlü veya fiziksel taciz ve baskı ile kişiyi aslında yapmak istemediği bir tutum ya da davranışa zorlamak şeklinde açıklanabilir. Yani Akran Zorbalığı bir ya da birden çok okul çocuğunun kendilerinden fiziksel ya da sosyal açıdan daha güçsüz olan çocukları bireysel ya da grup olarak kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesi, rahatsız edilen çocuğun ise kendini koruyamayacak olmasından ötürü tekme, tokat, iteleme, çekme, alay edilme, dalga geçme, kızdırılma, hoşa gitmeyen lakaplarla anılma, arkadaş gruplarına sokulmama ya da atılma, eşyalarına zarar verilme gibi davranışlara maruz kalmasıdır.
“Akran Zorbalığı” uygulayan bireyin, bu davranışı ortaya çıkarmasında kendi kişilik özelliklerinin büyük katkısı olmakla birlikte yaşanılan sosyal ortam, yakın çevredeki rol-modeller ve bu bağlamda aşırı şiddet içeren televizyon programları ve bilgisayar oyunlarının da etkili olduğu düşünülmektedir.
“Akran Zorbalığı” maruz kalan bireylerin genelde karşılarında kabadayı davranışlar sergileyen bireyler görmektedir. Şöyle bir çevrenize bakarsanız lakabı Polat olan, hafif yana eğilip eğreti eğreti yürüyen Memati’lerle karşılaşmanız oldukça mümkündür.
Akran Zorbalığını uygulayan çocuk tarafından konuya baktığımızda bu çocukların ailelerinde de fiziksel ve sözel şiddet uygulamalarına sıkça maruz kaldıkları, kendilik saygılarının düşük olduğu ve güvensizlik duygusuyla başa çıkmaya çalıştıkları düşünülebilir. Kendi sosyal çevresinde ezilen veya değer görmediğine inanan bir çocuğun kendilik saygısını kazanabilmek için kendinden zayıf bireyler üzerinde hakimiyet kurma isteği bu olumsuz davranışa yol açmaktadır. Özellikle okullarda, bu tür çocukların tespit edilmesi halinde aile, rehberlik servisi ve uzman üçgeninde düzenli davranış sağaltımına gidilmesi yerinde olacaktır. Konuyla ilgili uzmanlar bilişsel ve davranışsal bireysel terapi yanında aile terapisini de mutlaka sağaltım çalışmalarına katmalıdırlar.
Akran Zorbalığı uygulanan çocuk açısından da güven duygusu ve kendilik saygısının kazanılması için çalışma yapılması uygun olacaktır.
Hem aileler hem de uzmanlar için unutulmaması gereken konu çocukların bir şekilde hayat içinde var olmaya çalıştıklarıdır. Bu var olma sürecinde onların hangi yollardan geçeceğine ve ne tür tutum ve davranışları takınmaları gerektiğine biz yetişkinler yön gösteririz. Dolayısıyla olumsuz davranış gösteren çocuğu “kötü”, maruz kalanı ise “mağdur” olarak görmek yerine şiddeti uygulayan ve şiddeti kabul eden çocukların zayıf ve güçlü olduğu konuları tespit etmek, bunlar üzerinde çalışmak ve onları topluma kazandırmak temel hedefimiz olmalıdır.